-
1 akla gelmez
undenkbar -
2 akla gelmez
adj. unthinkable -
3 akla\ gelmez
невообрази́мый -
4 akla hayale gelmez
unvorstellbar -
5 akla hayale gelmez
уму́ непостижи́мый -
6 akla hayale gelmez
adj. undreamed of, undreamt of -
7 akla hayale gelmez
undreamed-of, incredible, unimaginable -
8 akıl
akıl < aklı> Verstand m (Intelligenz, Geist); Vernunft f (Einsicht); Gedächtnis n, Erinnerung f; Gedanke m; Klugheit f, Weisheit f; Ratschlag m;akıl almaz unbegreiflich, unvorstellbar;akıl danışmak um Rat fragen;akıl defteri Notizbuch n;-e akıl erdirememek nicht begreifen können;-i akıl etmek kommen auf (einen Gedanken);akıl hastalığı Geisteskrankheit f;akıl hastanesi psychiatrische Klinik;akıl hocası scherzh ein schöner Ratgeber;akıl istemek um Rat fragen;akıl kârı iş vernünftig, machbar;akıl kutusu scherzh Alleswisser m, -in f;akıldan çıkarmak sich (D) aus dem Kopf schlagen;akla gelmez unvorstellbar, unwahrscheinlich;akla sığmaz unvorstellbar, immens;akla yakın einleuchtend, plausibel;-i aklı almamak etwas nicht begreifen können;aklı başında vernünftig;aklı başında olmamak nicht logisch denken können;aklı (başından) gitmek aus der Fassung geraten;aklı bokuna karışmak vulg vor Angst den Kopf verlieren;aklı durmak baff sein;-e aklı ermek begreifen (fassen) können (A); verständig werden;b-nin aklı fikri -de jd denkt nur an (A);-i aklı kesmek einsehen;aklı oynamak den Verstand verlieren;-in aklı sıra wie er glaubt;-e aklı yatmak vertrauen (auf A);-in aklına esmek jemandem einfach in den Sinn kommen;aklına gelmek jemandem einfallen, in den Sinn kommen;bş-i aklına koymak sich (D) etwas in den Kopf setzen;bu benim aklıma sığmıyor das will mir nicht in den Kopf;aklına yazmak sich (D) einprägen;-i aklında tutmak sich (D) merken (A); (im Kopf) behalten;-i aklından geçirmek sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen;b-nin aklından geçmek jemandem durch den Kopf gehen;aklını başına almak oder toplamak Vernunft annehmen, zur Einsicht kommen;-in aklını beğenmemek sich mit jemandes Idee nicht anfreunden können;-le aklını bozmak versessen sein (auf A);-in aklını çekmek jemandem abraten, jemandem einen Plan ausreden;b-nin aklını bş-e çelmek jemanden verführen ( oder überreden) zu etwas;aklını oynatmak den Verstand verlieren -
9 akıl
ра́зум (м) ум (м)* * *выпад. -klı1) ум, ра́зумaklı başka yerde — его́ голова́ за́нята други́м
2) па́мятьaklından çıkarmamak — не забыва́ть, держа́ть в голове́
adı aklımda kalmadı — его́ и́мя вы́скочило у меня́ из головы́
3) сове́тakıl almak — получи́ть сове́т
akıl danışmak — сове́товаться
akıl vermek — посове́товать, пода́ть мысль
••akıl için tarik / yol birdir — погов. у разу́мных то́лько оди́н путь
akıl para ile satılmaz — погов. ум за де́ньги не ку́пишь
akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış / beğenmiş — посл. ка́ждый счита́ет себя́ умне́е други́х
akıl yaşta değil, baştadır — погов. му́дрость в голове́, а не в бороде́
akıl kişiye sermayedir — погов. ум - бога́тство челове́ка
akıl akıldan üstündür — погов. ум хорошо́, а два - лу́чше
- bunu aklım almıyorakıl kişiye sermayedir — погов. ум - бога́тство челове́ка
- akıl almaz
- aklı başında
- aklı başında olmamak
- aklı başında değil
- aklı başından gitmek
- aklını başına almak
- aklını başına toplamak
- aklını başına devşirmek
- aklını başka yere vermek
- aklını bozmak
- aklını çalmak - aklı dağılıyor
- aklım duruyor
- akıllara durgunluk vermek
- aklına düşmek
- akıl erdirmemek
- bu işe aklım erdirmiyor - aklı fikri... de
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklı gitti
- akıl hastalığı
- akla hayale gelmez
- aklını kaçırmak
- aklını oynatmak
- akıl kârı değil
- aklı kesmek
- akıl öğretmek
- aklını peynir ekmekle yemiş
- aklına sığmamak
- akla sığmaz
- aklını şaşırmak
- aklı şaşmak
- aklı takılmak
- aklının terazisi bozuldu
- aklına uymak
- aklına yelken etmek
- aklı yerinde değil
- aklı zıvanadan çıkmak
- aklından zoru olmak
См. также в других словарях:
ipe sapa gelmeyen (veya gelmez) — akla yakın olmayan veya birbirini tutmayan Söyledikleri zaten ipe sapa gelmez şeyler. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kârlı — sf. Kârı olan, kazançlı Bir kaza hekimi için şöhretten daha kârlı bir gelir kaynağı akla gelmez. R. N. Güntekin Birleşik Sözler kârlı iş … Çağatay Osmanlı Sözlük
rivayet — is., Ar. rivāyet 1) Söylenti O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti. F. R. Atay 2) Bir olay, bir haber veya sözü nakletme Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler. R. H. Karay Birleşik Sözler rivayet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahat bırakmamak (veya vermemek) — tedirgin etmek Beni son nefesimde rahat bırakmayan herif, bana o vakitler akla gelmez cefalar çektirmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük